Türkiye'de Yazar Olmak Hem Zor Bir İş, Hem de Zorunlu!
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, (sözde) Başkanlık sistemine, hem Meclis’te hem referandumda “evet” diyeceğini açıkladığı haberi ajanslara bomba gibi düşmüştü.
Kar yağardı memleketime, biz çocuktuk.
Üşürdük, buz tutardı ellerimiz ayaklarımız ama mutluyduk. Hiç şikâyet etmezdik, unuturduk üşüdüğümüzü, sıcacık sobanın başında toplandığımızda. Fırınından patates ve kestane kokuları yayılan, her daim demli çayı hazır olan...
1870'lerden kalma, görmüş geçirmiş, alabildiğine ihtişamlı ama o denli
mütevazı, buram buram tarih kokan, iki katlı konak… Sekizer basamaklı simetrik
merdivenlerini tırmanıp, çift kanatlı ahşap kapısından giriyoruz.
2007 senesi, İzmir…
Alsancak'ın en meşhur dövmecisi Köprüaltı'na gençten biri girer. Kolunu sıyırır. Dirseğine doğru Mustafa Kemal'in imzası vardır. Bir bankada çalıştığını, bu dövme yüzünden işten atılmakla tehdit edildiğini anlatır. Tırsmıştır. Ekmek parası filan diye ağlar. “Silin” der.
(Hep söylerim, ekmek parası diye ağlayanın maaşını, tavuk gibi buğdayla ödeyeceksin.)